Almanya’da Berlin Duvarı Müzesi Başkanı Alexandra Hildebrandt, 66 yaşında 10. çocuğunu dünyaya getirdi.
İnsanları daha fazla çocuk sahibi olmaya teşvik etmek istediğini belirten Hildebrandt “Geniş bir aileye sahip olmak harika” dedi.
Elbette ekonomik durumunuz iyiyse geniş aileye sahip olmak büyük bir mutluluk.
Kadınlarda doğurganlık oranı 40 yaşından itibaren hızla azalıyor.
Birçok uzman 40 yaşından sonra sahip olunan çocukta bazı sağlık sorunları çıkabileceğini belirtip, tavsiye etmiyor.
Kadınlar da genelde 40’ından sonra çocuk sahibi olmuyor. Elbette bu tercihin sağlık ve ekonomik nedenleri var.
Hildebrandt ise “Çok sağlıklı besleniyorum, düzenli olarak bir saat yüzüyorum, iki saat yürüyorum, sigara ya da içki içmiyorum ve hiç doğum kontrol hapı kullanmadım” diyor.
Eminim Alman feministler bu açıklamaya çok kızmıştır!
Hildebrandt örneğinde olduğu gibi kendine iyi bakan sağlıklı bir kadın, rahatlıkla çocuk sahibi olabilir.
Bunun birçok örneği var.
Öte yandan Hildebrandt konumunda olan kadınların 10’uncu çocuğa sahip olmak aklının ucundan bile geçmez!
Bence doğum oranı düşen Almanya, Hildebrandt’ı Aile Bakanı yapmalı. Toplum için müthiş bir örnek!
Aslında bize de Hildebrandt gibi kadınlara örnek olacak bir Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı lazım.
***
AKDENİZÜLKESİ GİBİYAŞAMIYORUZ
ABD’de 105 bin kişinin 30 yıl izlendiği bir araştırmaya göre 70 yaş civarında en sağlıklı insanların diyetleri bol miktarda meyve, sebze, tam tahıllar, doymamış yağlar, fındık, fasulye ve diğer baklagillerden oluşuyor.
Ayrıca az yağlı süt ürünleri gibi ‘orta düzeyde’ hayvansal gıdalar içeriyor.
Bu en sağlıklı grup sodyumdan, şekerli içecekler gibi aşırı işlenmiş gıdalardan, kırmızı veya işlenmiş etlerden ve genellikle kızarmış gıdalarda bulunan trans yağlardan kaçınmış.
Bu bahsedilenler Akdeniz diyetiyle mümkün.
Türkiye Akdeniz ülkesi ama Avrupa’nın en obez ülkesi!
Türkiye, İspanya’dan sonra dünyada en çok zeytinyağı üreten ülke lakin yılda kişi başına sadece 2 litre zeytinyağı tüketiyoruz.
Bu oran Yunanistan’da 24, İtalya ve İspanya’da 14 litre.
Zeytinyağını az tüketmemizin yanı sıra sağlıksız besleniyoruz ve az hareket ediyoruz.
Taklit ve tağşiş yapanların listesindeki gıda skandallarından bahsetmeme gerek yok herhalde.
Tükettiğimiz gıda maddeleri kalite olarak Avrupa’nın gerisinde.
Tarımda Avrupa Birliği standartlarına uygun üretim yapmalıyız.
Çocukların çok sevdiği küresel bir dondurma markasının Türkiye’de satılan bir ürününde yağsız süt oranı yüzde 1 iken, aynı ürünün süt oranı İngiltere’de yüzde 13’e tekabül ediyor. Aynı dondurmadaki meyve püresi oranı Türkiye’de yüzde 0,4 iken İngiltere’de yüzde 11!
Buna neden izin veriliyor?
***
80’LER İCARDİ’Sİ
Galatasaraylı Icardi, sevgilisi China Suarez ile birlikte 80’ler temalı bir doğum günü partisine katılmış.
Sanki 80’lerin pop kliplerinden fırlamış gibiler değil mi?
Icardi sinekkaydı tıraş olmuş, civciv sarısı saçlarını siyah yapmış.
China da aşırı makyajlı haliyle 80’lerin şarkıcılarını andırıyor.
Bazıları Icardi’nin radikal değişimini beğenmedi ve ti’ye aldı.
Adı üstünde doğum günü partisi ve 80’ler temalı. Yani bir gece için bu radikal imaj değişikliği eleştirilmeyi hak etmiyor.
Nostalji yapıp, eğlenmişler işte.
***
47 YIL İÇİN BU PARA AZ
Japonya’da Iwao Hakamata, 1968 yılında patronunu, patronunun karısını ve iki çocuğunu öldürmekten suçlu bulunmuştu.
Avukatları yıllarca mağdurların kıyafetlerinden alınan DNA’nın kendisininkiyle uyuşmadığını savunuyordu. Ve 47 yıl sonra Hakamata’nın suçsuz olduğu kanıtlandı.
Hakamata günde 12 saate kadar süren dayak ve sorgulamaların ardından, zorla itirafta bulunmuş.
Hakamata’ya 1,45 milyon dolar tazminat ödenecek.
47 yılı idam edilmeyi beklemekle geçmiş bir insan için bu para çok az.
100 milyon dolar verilse de boşa geçen ömrünün bir saniyesini bile geri alamaz.
Bu haberi okuyunca aklıma ’12 Öfkeli Adam’ filmi geldi.
Bence adalet sisteminde çalışan herkese yılda bir kez bu film izlemeli.
***
BADE’NİN HALK OTOBÜSÜNE BİNMESİ…
Ünlü oyuncu Bade İşçil’in ‘üç harfli’ bir marketten alışveriş yapıp, Bebek’te halk otobüsüne binmesi gündem oldu.
Sanatçının daha önce de yırtık, eski spor ayakkabısıyla haber olmuştu.
Halk otobüsü + ucuz market + yırtık ayakkabı bir araya gelince İşçil’in ekonomik durumunu kafaya takanlar da oldu.
İşçil’in daha önce “Bu aralar çalışmadığı için lüks tüketimden uzak duruyorum” açıklaması gündeme geldi vs.
İşçil de şu açıklamayı yaptı: “Neden toplu taşıma kullanmayı veya herkesin alışveriş yapabileceği bir yerden alışveriş yapmam hakir veya tuhaf görüldü anlayamadım? Bir vatandaşın olağan hakları neyse o şekilde yaşamamın aman aman bir durumu olmadığı gibi her zaman insanlığın, doğanın, yaşamın bir parçası oldum…” Demek ki, İşçil gündelik hayatta imaja önem vermiyor ve tutumlu hareket ediyor.
Dünyada ünlülerin toplu taşıma kullanmaları, marketten alışveriş yapmaları normal karşılanıyorken, bizde hâlâ bu durumun garipseniyor olması ilginç.
Oysa İstanbul’da trafiğe takılmamanın en pratik yolu toplu taşıma kullanmak.
Bu arada İşçil’in vakti zamanında “Fakir karakter oynamaya tipim müsait değil” demişti sözünü gündeme getirenler olabilir.
‘Üç harfli’ marketten alışveriş yapıp, halk otobüse binse de ve mütevazı olsa da İşçil’in sarışın, Avrupai bir tipi var.
Normalde bu tipte biri dar gelirliyi de oynayabilir ama bizde Yeşilçam’dan gelen ve değişmeyen algılar var.
Ben de yapımcı olsam İşçil’e dar gelirli bir karakteri oynatmazdım.
Haber Kaynak : SABAH.COM.TR
“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”
GÜNDEM
12 Nisan 2025SPOR
12 Nisan 2025GÜNDEM
12 Nisan 2025SPOR
12 Nisan 2025SPOR
12 Nisan 2025GÜNDEM
12 Nisan 2025GÜNDEM
12 Nisan 2025